Borges ve Bellek İncelemesi – Rodrigo Quian Quiroga

“Borges ve Bellek” kitabının incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.

“Siz, neşeleriniz, üzüntüleriniz, anılarınız, ihtiraslarınız, benlik ve özgür irade duygularınız ile, aslında çok sayıda nöron ve bunlarla ilişkili moleküllerin bir arada davranışından ibaretsiniz.” – Francis H.C. Crick (Şaşırtan Varsayım)

İçerik Özeti

Rodrigo Quian Quiroga’nın Borges ve Bellek kitabını inceleyecek Borges’nin öykülerinden yola çıkarak sıradışı belleklerden söz edecek ve belleğimizin işleyişini anlamaya çalışacağız.

Kitap Hakkında Bilgiler

Çevirmen: Ferit Burak Aydar
ISBN: 9786054787852
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 184
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm

Araştırma kitabı incelemesi yazmak zor bir iş. Hele sarsıcı ve kapsamlı bir yapıtsa nelerden söz edeceğini belirlemek ve tanıtım yazısının ötesinde bir eleştiri yazmak gerçekten zaman alan bir süreç.

Rodrigo Quian Quiroga’nın Borges ve Bellek adındaki ufuk açıcı kitabı da bu meşakkatli sürecin yeni adayı.

Rodrigo Quian Quiroga'nın bir fotoğrafı

Rodrigo Quian Quiroga’nın bir fotoğrafı

Öncelikle belirtmek gerekir: Rodrigo Quian Quiroga’nın oluşturmak için yıllarını harcadığı, deneyimlerini cömertçe paylaştığı kitap, insan zihnini ve dolayısıyla dünyayı algılayışımızı kavramaya çalışan herkesin okuması gereken bir başucu kaynağı.

Bellek ve Funes ilk kez La Nacion'un 7 Haziran 1942 sayısında yayımlanıyor. (Kitabın 21. sayfasından aldım).

Bellek ve Funes ilk kez La Nacion’un 7 Haziran 1942 sayısında yayımlanıyor. (Kitabın 21. sayfasından aldım).

Adından da anlaşılacağı üzere kitaba yazılma esinini veren Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’in Bellek Funes adlı bir öyküsü. Kitaptan ve incelemeden daha büyük bir lezzet almak için her şeyden önce söz konusu öyküyü okumanızı öneririm ama özetleyecek olursak Bellek Funes, hiçbir şeyi unutamayan, gördüğü, duyduğu, kokladığı dokunduğu, işittiği ya da hissettiği her şeyi belleğine katan; sağlıklı insanların bazen algılamadığı detayları bile belleğine kaydedebilen bir insanın (Funes’un) öyküsünü anlatır.

Bu durum Funes’a bir haftada dil öğrenmek ya da okuduğu her kitabı satır satır aklında tutmak gibi bizim için mucizevi sayılabilecek beceriler bahşeder. Ancak bu bir taraftan da büyük bir lanettir. Funes’un uyumasını, düşünmesini, dinlenmesini olanaksız kılan bir yük. Bu yük nedeniyle sağlıklı insanların kolayca yapabileceği bir çok işi yapamaz Funes.

Jorge Luis Borges'nin Bir Fotoğrafı

Jorge Luis Borges’nin Bir Fotoğrafı

Kitabın yazılma hikayesi şöyle: Rodrigo Quian Qurioga, Funes karakterinden yola çıkarak öykünün bilimle tutarlı ilerlediğini ve Jorge Luis Borges’nin insan zihnine ve sinirbilime ilgili olduğunu keşfediyor. Jorge Luis Borges’nin karısı Maria Kodama ile yaptığı görüşmeler ve Jorge Luis Borges’nin kişisel kütüphanesinde gördüğü kitaplar da bu ilgiyi doğruluyor. Bunun üzerine de Jorge Luis Borges’den hareketle bilimin verileri ışığında insan belleğinin işleyişini anlatıyor. Bu işleyişin daha iyi kavranabilmesi için de kayıtlara geçmiş sıradışı yaşam öykülerinden yararlanıyor.

Borges ve Bellek kitabının Boğaziçi Üniversitesi Yayımevinden Çıkan Kapağı

Borges ve Bellek kitabının Boğaziçi Üniversitesi Yayımevinden Çıkan Kapağı

Bellek üzerine efsanelerle başlayan kitap, Pilinius’un MS 77’de yazdığı tarihteki ilk ansiklopedi olarak bilinen 37 kitaplık Doğa Tarihi serisinin “Bellek” konulu bölümünde “Tüm askerlerinin adını anımsayan Pers kralı Kareş’ten, Roma’daki herkesin adını ezbere bilen Scipio’dan; Roma’ya geldikten sadece bir gün sonra bütün Roma senatörlerinin adını öğrenen Kral Pirus’un elçisinden; imparatorluğunda konuşulan 22 dilde adalet dağıtan Mitridat Eupator’dan, bellek biliminin mucidi olan Simonides’ten ve kütüphanedeki istediği kitabı sanki okuyormuş gibi ezberden aktarabilen Yunan Charmadas’tan bahsedildiğini…” aktarıyor.

Pilinius'un Doğa Tarihi'nden Bir Görsel

Pilinius’un Doğa Tarihi’nden Bir Görsel

Anlatılanlara bakılınca nasıl Evliya Çelebi gezdiği yerleri abartarak anlatıyorsa Pilinius’un da bazı şeyleri abarttığını ve süslediğini seziyoruz. Ancak gerçek şu ki 21. yüzyılda tıbben tanıladığımız aynı Borges’nin Funes’una benzeyen ve Pilinius’un Doğa Tarihi’nde anlattığı insanlardan çok daha olağanüstü özelliklere sahip insanlar var.

Bu istisna insanlar nöroloji ve sinirbilim tarihine damga vuran özel insanlar. Burada Solomon Şereşevski, Henry Molaison ve Kim Peek gibi örneklerine yer vereceğiz. Ancak kitapta fazlasını bulmak da olanaklı.

Solomon Şereşevski Kimdir?

Olağanüstü belleği, Rus psikolog Aleksander Luria tarafından 1920 yılında bilimsel olarak da kanıtlanan ilk insan Solomon Şereşevski’dir. Şereşevski’nin rahatsızlığı hiçbir şeyi unutamamaktır.

Şereşevski'nin Fotoğrafı (Kitabın 44. Sayfasından)

Şereşevski’nin Fotoğrafı (Kitabın 44. Sayfasından)

Şereşevski, Moskova’da bir gazetede muhabirlik yapmaktadır. Bir toplantı sırasında yazı işleri müdürü Şereşevski’nin yapması gerekenleri not almadığını görür ve Şereşevksi’yi azarlamaya başlar. Şereşevski sessizce bekler ve başkalarına verilen görevler de dahil olmak üzere tüm görev dağılımını ve diğer detayları ezberden eksiksiz bir biçimde tekrarlar. Şoke olan yazı işleri müdürü de Şereşevski’ye o dönem yeni popülerleşmeye başlayan Rus psikolog Aleksander Luria’ya gitmesi gerektiğini söyler.

Rus Psikolog Alexander Luria'nın Araştırmaları Sırasında Çekilen Bir Fotoğraf (kaynak)

Rus Psikolog Alexander Luria’nın Araştırmaları Sırasında Çekilen Bir Fotoğraf (kaynak)

Muayeneler sonucunda anlaşılır ki Şereşevski’nin durumu göründüğünden de çarpıcıdır. Aralarında hiçbir anlam ilişkisi bulunmayan 70 farklı sayıyı ya da rastgele seçilmiş yüzlerce sözcüğü tek okuyuşta hatasız olarak belleğine kaydedebilmektedir.

Bir kelime İtalyanca bilmemesine rağmen Dante’nin İlahi Komedya’sının İtalyanca orijinalinden dizeleri ezbere okuyabilmektedir.

Nel mezzo del cammin di nosta vita

Mi ritrovai per una selva oscura

Che la diritta via era smarita

Ahi quanto a dir qual era e casa dura”

Kendisi için hiçbir anlam ifade etmeyen böylesine satırları bile zorlanmadan ezberleyebilen bu adam Luria’nın çok ilgisini çeker. Şereşevski’nin üzerinde 30 yıl sürecek araştırması başlar. Bazı anlarda Şereşevski’nin belleğinin sinir bozduğunu ve onun anımsayamayacağı bir şey bulmak konusunda ısrarcı olduğunu ama başarılı olamadığını anlatır Luria.

Boylamsal bu araştırma süresince ortaya çıkan diğer bir ilginç bulgu ise Şereşevkski’nin bir defalığına ezberlediği bu şeyleri kendisine sorulma ihtimali olmamasına rağmen 15 sene sonra sorulduğunda bile rahatlıkla söyleyebilmesidir.

Aslında Şereşevski’nin bunları yapmasını sağlayan şey sinestezik bir belleğe sahip olmasıdır. Sinestezi, duyuların birbirine karışması içiminde özetlenebilir. Aslında bir algı sorunu değildir. Yalnızca bir insanın işitme duyusuna seslenen bir şarkı bir anda görme duyusunu da tetiklemekte ve bu nedenle kişi o şarkının rengini mavi olarak algılamakta ya da benzer biçimde o şarkının bir kokusu olduğunu düşünebilmektedir.

Birçok şair ve ressamın sineztezik olduğu biliniyor. Genelde yaratıcı insanlar oluyorlar. Sinestezinin nedeninin doğuştan beynimizde fazlaca bulunan nöronlar arası bağların bebeklikte kaybolurken bu insanlarda nedeni bilinmeyen bir biçimde kaybolmaması olarak tahmin ediliyor. Ancak Şereşevski’deki sineztezi çok ileride. Neredeyse tüm duyular birbirleriyle etkileşim halinde. Bir röportajda sinestezi deneyimini söyle anlatıyor:

“Yeşil kelimesini duyduğumda yeşil bir çiçek saksısı beliriyor; kırmızı kelimesiyle gözümün önüne kırmızı bi gömlek geliyor; mavi ise bir pencereden küçük bir mavi bayrak sallayan birinin sureti anlamına geliyor… Sayılar bile bana görüntüleri hatırlatıyor. 1 sayısını alalım. Benim için mağrur yapılı bir adam demek; 2, şen şakrak bir kadın; 3, hüzünlü bir insan. Niye böyle bilmiyorum. 6, ayağı şiş bir adam; 7, bıyıklı bir adam; 8, çok gürbüz bir adam. İç içe geçmiş iki çuval gibi. 87 sayısına gelince gördüğüm şişman bir kadın ve bıyığını buran bir adam.”

Şereşevski sürekli gelen bu çağrışımlar nedeniyle derinlikli bir düşünsel faaliyete girmekte zorlanıyor. İnanması güç ama unutamamaktan daha büyük bir sorunu yok. Her şeyi kaydettiği belleği, detaylarla kaydettiği anılar, Şereşevski’nin uykularını kaçırıyor. Luria ile günlük tutmayı, yazmayı ve benzer yöntemleri deniyorlar ama Şereşevski gene de unutmayı bir türlü başaramıyor.

Beynimiz hala hakkında çok az şey bildiğimiz bir kutu

Beynimiz hala hakkında çok az şey bildiğimiz bir kutu

Şereşevski, üzerinde yürütülen bu araştırmaya çok ilgili yaklaşıyordu. Bu nedenle hakkındaki ilginç bulgular bunlarla bitmedi. Araştırmanın bir safhasında Luria ondan aşağıdaki sayıları aklında tutmasını istedi.

Luria'nın Şereşevski'den Aklında Tutmasını İstediği Sayılar

Luria’nın Şereşevski’den Aklında Tutmasını İstediği Sayılar

Şereşevski muhteşem belleğiyle bu sayıları anımsamakta elbette zorlanmadı. Ancak aralarındaki ardışıklığı, yönlendirici sorular sorulmasına rağmen bir türlü fark edemedi. Paragrafları hatasız olarak anımsayabiliyor ancak paragrafın örtük anlamını kavratacak basit bir soruyu bile yanıtlayamıyordu.

Şereşevski’nin o inanılmaz belleği maalesef soyutlama yapma konusunda çok ama çok yetersiz bir görünüm sergiliyordu.

Kitapta anlatılan unutulmaz bellekler yalnızca muazzam bir hafızaya sahip Şereşevski ile sınırlı değil. Kimi de Henry Gustav Molaison gibi yeni anı oluşturamayan, tıp tarihine geçmiş çok önemli vakalarla ilgili gerçekler.

Henry Gustav Molaison Kimdir?

Henry Gustav Molaison bir epilepsi hastası. Ancak onun epilepsi nöbetleri diğer hastalarınki gibi ilaç tedavisiyle önlenebilecek düzeyde değil. Bu yüzden Henry’nin yaşam kalitesi çok düşük. Öyle ki 27 yaşına geldiğinde bu nöbetler daha da sıklaşıyor ve Henry motor fabrikasındaki işinden ayrılmak zorunda kalıyor.

Henry Molaison'un Bir Fotoğrafı

Henry Molaison’un Bir Fotoğrafı

Bu noktada beyin cerrahı William Scoville, Henry’ye deneysel bir müdahale teklifinde bulunuyor. Epilepsi nöbetlerinin beyindeki kaynağı olarak görülen hipokampüs bölgesini alıyor. Krizler son buluyor. Ancak ameliyattan birkaç ay sonra Henry’nin kaldığı hastaneyi, hastane personelini, tuvaletin yerini anımsayamadığı fark ediliyor.

Bir süre sonra Henry, gündelik olayların hiçbirini hatırlayamaz hale geliyor. Sohbetlere katılabiliyor ancak yarım saat sonra ne konuşulduğunu unutuyor. Bulmacaları eski bilgileriyle çözebiliyor, eski evinin yolunu biliyor ama yeni taşındığı evin yolunu anımsayamıyor. Henry yeni anı oluşturamaz hasta bir insana dönüşüyor.

Kendini sürekli 27 yaşında hisseden birinin her gün aynada 50’li yaşlardaki görüntüsüyle karşılaştığını ve annesini 27 yaşından sonra kaybettiği için her gün bu acı kayıpla yüzleşmek zorunda kaldığını düşünün.

Memento Filminin Afişi

Memento Filminin Afişi (İleriye dönük amnezi yaşayan Molaison’u daha iyi anlamak için Christopher Nolan’ın Memento filmi de izlenebilir.)

Molaison’un başına gelen bu talihsiz olayla birlikte ameliyatı yapan beyin cerrahı William Scoville yaşamını kongre kongre, kurultay kurultay gezerek bir daha böyle bir operasyonun asla yapılmaması için harcadı. Bunda başarılı da oldu ancak ameliyat her ne kadar hüzünlü bir hikayeye sahip olsa da birçok açıdan sinirbilimin tarihine geçti ve eşsiz bir kilometre taşına dönüştü. Söz gelimi hipokampüsün yeni anılar oluşturmak için etkin olarak kullanıldığı biliniyordu ama tam olarak işlevi ortaya çıkmış oldu. Evet anılar hipokampüste depolanmıyordu ancak hipokampüs olayların etiketlenip uzun süreli belleğe gönderilmesi için önemli bir işlev üstleniyordu.

Hipokampüs'ün Beynimizdeki Yeri (kaynak)

Hipokampüs’ün Beynimizdeki Yeri (Rodrigo Quian Quiroga hipokampüsün beyindeki işlevini bir katibe ya da zaten insan zihnine öykünerek tasarlanan bilgisayardaki bir RAM’e benzetiyor.) kaynak

Kim Peek Kimdir?

Kitapta anlatılan bir diğer sıradışı bellek Yağmur Adam filminden bildiğimiz Raymond! Gerçek yaşamdaki adıyla Kim Peek.

Kim Peek Dünyanın En Meşhur Savantlarından biri

Kim Peek Dünyanın En Meşhur Savantlarından biri

Kim Peek, savant sendromuna sahip bir otistik. Savant sendromu garip bir şey. Zihinsel olarak engelli olan birinin benzersiz bir alanda deha seviyesinde bir yeteneğe sahip olmasını tanımlamak için kullanılıyor. Türkçe bilgin idiot denilen savantların bir örneğini görmek için tüm kentin görünüşünü tek seferde çizen Stephene Wiltshire’ın aşağıdaki videosunu izleyebilirsiniz.

(Otistik Birinin Tüm Detaylarıyla Çizdiği Kent Haritası) kaynak

Kim Peek, videodaki insandan da ilginç özelliklere sahip. Empati ya da derinlikli kavrama becerisinden yoksun. Örtük anlamları anlamakta bile sorun yaşıyor ama belleği Plinius‘un yüzyıllar önce Doğa Tarihi’nde abartarak anlattığı insanlardan bile çok ileride, inanması güç bir şey.

Kim Peek, yaşamında öğrendiği her şeyi tüm detaylarıyla anımsayabiliyor.

Kim Peek’te eksik olan şey aslında uyarıcıları süzme yeteneği. Normal bir bellek okuduğu kitaptaki bilgileri süzüp özetleyerek anımsarken Kim Peek bilgileri süzemediği için kitabı satırı satırına aklında tutuyor.

Bir tiyatro oyununa gittiği zaman metni Tiyatro oyuncularından daha iyi bir biçimde bildiğinden tiyatro oyuncularının yaptığı doğaçlama ya da hatalara sinirlenen Kim Peek’in ilginç bir özelliği daha var: İki gözüyle iki ayrı sayfa okuyabiliyor. Beyin görüntüleme teknolojisindeki gelişim bunu kanıtlamış durumda. Bilakis sinirbilimdeki birçok gelişme bu beyin görüntüleme teknolojisindeki gelişime bağlı.

Şimdi bu gelişim sonucu öğrendiğimiz üzere Beynimiz Nasıl İşler? sorusunu yanıtlayalım.

Beynimiz Nasıl İşler?

Başlangıçtaki alıntıya dönelim.

“Siz, neşeleriniz, üzüntüleriniz, anılarınız, ihtiraslarınız, benlik ve özgür irade duygularınız ile, aslında çok sayıda nöron ve bunlarla ilişkili moleküllerin bir arada davranışından ibaretsiniz.”

İnsan belleği; nöronların ateşlenmesi, bu ateşlemelerin tetiklediği diğer nöronlar ve bu etkileşimin ilişkili olduğu moleküllerle işler. Bunun nasıl gerçekleştiği tam olarak belli değildir. Ancak yapılan araştırmalar her nöronun belirli bir bilgiye karşılık hareket ettiğini ortaya koyuyor.

Jennifer Aniston Nöronu olarak bilinen bir nöron var. Araştırmaya göre, bir bireye rastgele seçilmiş onlarca kişinin fotoğrafı gösteriliyor ancak birey, bu fotoğrafların arasında yalnızca Jennifer Aniston’ı tanıdığı için yalnızca onun resimleri gelince tekil bir nöron hareketi izleniyor. Birey tanımadığı kimselere ya da bilmediği olaylara karşı tepki vermiyor.

Beyin izleme teknolojilerindeki gelişim, nöronların hareketlerine ilişkin de bir çok ipucu içeriyor. Ancak Jenifer Aniston’ı tanıyan nöronun başka hangi nöronları tetikleyeceğini kestirmek hala çok güç. Bu yalnızca o bireyin deneyimine bağlı. Aniston’ın hangi filmlerini izlediği, o filmlerle yaşamındaki hangi olayı bitiştirdiği gibi kişisel deneyimlerini bilmek ve başka hangi nöronun tetikleneceğini kestirmek güç.

Dolayısıyla beynimizin işleyişini hatasız olarak tespit etmek ve çağrışımların nasıl oluştuğunu belirlemek bugünkü teknoloji ile olanaksıza yakın.

Jennifer Aniston Nöronu'na İlişkin Bir Açıklama (kaynak: Rodrigo Quian Quiroga, Leila Reddy, Christof Koch ve Ithzak Fried, “Invariant Visual Representation by Single Neurons in the Human Brain” Nature, 435 (2005): 1102 - 1107.)

Jennifer Aniston Nöronu’na İlişkin Bir Açıklama (kaynak: Rodrigo Quian Quiroga, Leila Reddy, Christof Koch ve Ithzak Fried, “Invariant Visual Representation by Single Neurons in the Human Brain” Nature, 435 (2005): 1102 – 1107.)

Bildiklerimiz şunlar: Beynimiz deneyimlerle genişliyor. Yaşantılarımızın her biri belleğimizde nörofizyolojik bir değişiklik meydana getiriyor. Bu, belleğimizin yaşadıklarını ve öğrendiklerini süzüp anlamlı bir düşünceye dönüştürmesiyle gerçekleşiyor.

Ancak yukarıda anlattığımız savantlar; bilgiyi süzme, sıralama, sınıflama ve genelleme becerisinden yoksun oldukları için Funes’un talihsizliğine düşüyor ve detaylarla dolu bir cehennemde yaşamak zorunda kalıyor. Dolayısıyla anlıyoruz ki 21. yüzyılda iyi bir hafızadan daha önemli olan şey soyutlama ve genelleme becerisi.

Bütün bunların yanında beynimizin bir bölümüne yapılan fizyolojik bir müdahale ya da beynimizin bir bölümünde oluşan bir lezyonun bütün bu süreci beklenmedik bir kesintiye uğratması da belleğin ne kadar birbirine bağlı ve karmaşık bir yapıda olduğunu ortaya çıkarıyor.

Genel Değerlendirme

Borges’in muhteşem bir hafızaya sahip Funes’unun unutamama ve detayları silememe lanetinden aldığı ilhamla kitabı yazan Rodrigo Quian Quiroga, Borges’in bu karakteri kurarken sinirbilimden haberdar olduğunu anlatıyor ve bu tezini Borge’nin eşi Maria Kodama ile yaptığı görüşmelerden hareketle Borge’nin kişisel kütüphanesine de erişerek kanıtlıyor.

Entelektüel göndermeler, tavsiye kitap ya da filmlerle karmaşık bir konu olan belleği anlaşılır bir biçimde anlatan yazar, kitap boyunca yer verdiği beynimizde acı reseptörü olmadığı için beyin ameliyatlarının bazılarının açık yapıldığı gibi sıra dışı örneklerle konuyu zor yapısına rağmen kolay anlaşılır ve ilgi çekici bir hale getirmeyi başarıyor.

Pilinius’un Doğa Tarihi’nde sözünü ettiği, Roma’daki tüm insanların adını ezbere bilen ya da 22 dilde hükmeden krallara kadar anlatılan inanılmaz belleklerin gerçekten de olduğunu anımsatıyor. Kitap popüler bir kitap olmanın ötesinde, yer verdiği birincil kaynaklar ve akademik göndermeleri ile benim tezimde kullanmak için ayırdığım bölümlere bile sahip.

Tüm anlatılanlar, özellikle sinirbilim alanında yolun daha çok başında olduğumuzu ve gelecekte yapılabilecek keşiflerin insanı şimdiden heyecanlandırmasını sağlıyor. Söz gelimi kitapta William James’ten aktarılan bir alıntıda yazdığı üzere

“Her beyin hücresinin kendi bireysel bilinci vardır ve diğer hücrelerde bu konuya ilişkin hiçbir kayıt yoktur.”

vurgusu bugün tek bir beyin hücresine pingpong oynamayı öğreten araştırmacılarla geliştiriliyor. İleride beyin hücrelerinin teknolojiyle birleştiği yapay zeka girişimlerinin önü açılıyor. Resmen yolun henüz başındayız ve gelecek inanılmaz gelişmelerle dolu.

NOT: Dante’den alınan paragrafın çevirisi gene kitabın çevirmeni Ferit Burak Aydar’dan aktarımla şu biçimde

“Yaşam yolumuzun ortasında

Karanlık bir ormanda buldum kendimi

Çünkü doğru yol yitmişti

Ah içimdeki korkuyu”

Kaynaklar

https://mitpress.mit.edu/books

https://www.imdb.com/title/tt0209144/

https://www.imdb.com/title/tt0095953/

https://www.thinkneuro.net/tr/noromarketing/

https://oyunyorumlar.com/bir-hucreye

William James, ThePrinciples of Psychology, s. 179.

Borges ve Bellek İncelemesi - Rodrigo Quian Quiroga
  • Anlatı
  • Kurgu
  • Biçem
  • Atmofer
5

Kısaca Görüşüm

Rodrigo Quian Quiroga’nın oluşturmak için yıllarını harcadığı, deneyimlerini cömertçe paylaştığı kitap, insan zihnini ve dolayısıyla dünyayı algılayışımızı kavramaya çalışan herkesin okuması gereken bir başucu kaynağı.

Yorum Yaz