2023 yılı, insanlık için endişe ve kaygılarla dolu bir yıl oldu. Pandeminin uzun gölgesi, Ukrayna’daki savaşın yarattığı belirsizlik, İsrail’in Filistin’i işgali ve küresel ekonomik krizin tetiklediği maddi sıkıntılar, hepimizi derinden etkiledi. Bu karmaşık ortamda, korku romanlarına olan ilgi de patlama yaşadı.
The Guardian’da yayımlanan bir makaleye göre, 2023 yılında korku romanı satışları bir önceki yıla göre %20’den fazla arttı. Bu artış, sadece İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri gibi batılı ülkelerde değil, dünya çapında gözlemlendi. Peki, gerçek dünya kaygıları ile korku romanları arasındaki bu bağlantı nasıl açıklanabilir?
Korku romanları, okurlara günlük hayatın stresinden ve kaygılarından kaçmak için bir imkan sunuyor. Bu tür romanlarda, karakterler genellikle hayatta kalmak için mücadele ediyor ve bilinmeyenin dehşetiyle karşı karşıya kalıyor. Bu da okurların kendi kaygılarını nispeten daha hafif ve kontrol edilebilir olarak görmelerine yardımcı olabiliyor.
Ayrıca, korku romanları, okurların bastırılmış duygularını ve korkularını güvenli bir ortamda keşfetmelerine olanak tanıyor. Örneğin, pandemi döneminde artan ölüm korkusu, zombi romanlarına olan ilgiyi artırmış olabilir. Ya da savaşın yarattığı belirsizlik ve güvensizlik ortamı, distopik korku romanlarının popülerliğini tetiklemiş olabilir.
Korku edebiyatının tarihsel olarak da toplumsal kaygıları yansıtma geleneği var. Örneğin, 19. yüzyılda, Mary Shelley’nin “Frankenstein” romanı, sanayi devriminin yarattığı etik kaygılara dair bir yorum olarak da okunabilir.
Peki, korku romanlarının bu patlaması ne kadar sürecek? Bu sorunun net bir cevabı yok. Ancak, gerçek dünya kaygılarının devam ettiği bir ortamda, korku romanlarına olan ilginin de yakın zamanda azalması pek olası görünmüyor.
İstatistikler:
- The Guardian makalesine göre, 2023 yılında Amazon’da en çok satan 100 kitap arasında 20 tanesi korku romanıydı.
- Nielsen BookScan’ın verilerine göre, 2023 yılında ABD’de korku romanı satışlarından elde edilen gelir 1 milyar doları aştı.