Küçük Prens’in incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti
Küçük Prens, Fransızca Le Petit Prince, Fransız havacı ve yazar Antoine de Saint-Exupéry‘nin 1943’te kendi illüstrasyonlarıyla Fransızca olarak yayımladığı çağdaş bir anlatıdır.
Kitap Hakkında Bilgiler
Çevirmen: Özge Akkaya
ISBN: 9786257751353
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 96
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 12.5 x 19.5 cm
Yapıt, evreni bilgelik kazanmak için dolaşan bir çocuğun, Küçük Prens’in hikayesini anlatır. Eser yüzlerce dile çevrilmiş ve dünya çapında yaklaşık 200 milyon kopya satarak, onu yayıncılık tarihinin en çok satan kitaplarından biri haline getirmiştir.
Peki neredeyse tüm dünyada bu kadar çok tanınan Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint Exupery nasıl bir yaşam yaşamıştır?
Antoine de Saint-Exupéry Kimdir?
Antoine de Saint-Exupéry, Fransız yazar, havacı, şair ve entelektüeldir. Aristokrat bir ailede yetişen sanatçı, 12 yaşında ilk uçak yolculuğuna çıktıktan sonra küçük yaşta havacılığa aşık olur. 1922’de zorunlu askerlik hizmeti sırasında pilot unvanını alır ve bu sıralarda yazmaya başlar.
Birçok eseri olmasına karşın edebi açıdan en önemli eseri, yetişkinler için çocuk masalı olan Küçük Prens, çölde mahsur kalan bir pilotun başka bir gezegenden genç bir prensle konuşmasının şiirsel ve mistik anlatımı olarak anılmaktadır. Saint-Exupéry tarafından yazılıp resimlenir ve 1943’te Amerika Birleşik Devletleri’nde hem Fransızca hem de İngilizce olarak yayınlanır. 20. yüzyılın en büyük kitaplarından biri kabul edilen eser, sayısız uyarlamaya konu olur.
Küçük Prens Özeti
Hikayeler dünyamızı oluşturur, evreni algılamamızı sağlar. Onları birbirimize anlatırız. Sadece gerçeklerin iletilmesi, anlamamızı sağlayamaz; olgulara anlam yükleyebileceğimiz yegane araç anlatılardır. Bize göre hayatın yaşamaya değer olması ancak anlamla olur. Dünyayı bir topluluk bir medeniyet olarak görme şeklimiz, öncelikle birbirimize anlattığımız (ve yeniden anlattığımız) hikayelere bağlıdır.
Küçük Prens’te pilot, ressam olma tutkusundan nasıl vazgeçtiğini ve gerçek hayattaki yazar gibi nasıl bir pilota dönüştüğünü anlatıyor. Öykü şu şekilde başlıyor: Pilot bir keresinde uçağını Sahra Çölü’nün ortasına indirmek zorunda kalır. Hiçliğin ortasındadır ve bin mil kadar ötesinde bile medeniyet göstergesi yoktur. Yıldızlı gökyüzünün altındaki çölün kumlarında uyur. Sonra sabah bir sesle uyanır.
Ses, pilottan kendisine bir kağıda bir koyun çizmesini isteyen prens gibi giyinmiş başka bir çocuktan gelmektedir. Birini çizer, prens beğenmez ve sonra bir başkasını ve bir başkasını yeniden çizmesi gerekir. Ta ki hüsrana uğrayıp bir kutu çizip prense koyunların kutunun içinde olduğunu açıklayana kadar. Bunun üzerine Prens,
“Tam da böyle istedim!”
diye cevap verir.
Prens daha sonra ona B612 adlı bir gezegenden bahseder. Gezegenin baobab ağaçları yüzünden küçülüp yok olmaması için uğraştığını anlatır. Prens böyle uğraşıp dururken bir gün bir gül ortaya çıkar. Önce bir tomurcuk, bir fidandır ama sonra büyüyerek nefesini kesen bir çiçeğe dönüşmüştür. Prens ile gül birbirlerine aşık olurlar ama kısa süre sonra gülün yoğun ilgi talepleri prens için hüsrana yol açar.
Ayrılırlar ve prens tek bir kelime bile etmeden bir kuş sürüsüne katılarak gülü küçük gezegende yapayalnız bırakır. Bu, çoğu insanın hayatı boyunca yaşadığı bir aşamanın yansımasıdır. Her iki kişi de söylemek istediklerini söyleyebilseydi daha başarılı olabilecek bir aşk… Yine de, sonunda, her iki kişinin de konuşmakta tereddüt etmesi nedeniyle kaybedilen bir aşk…
Prens, Dünya’da kendisini evine geri getirebileceğini söyleyen bir yılanla ve ona insanların kökten yoksun olduğunu söyleyen bir çiçekle tanışır. Bir gül bahçesine rastlar ve çok sevdiği gülünün onun iddia ettiği gibi evrende benzersiz olmadığını öğrenmek onu çok üzer.
Küçük Prens Konusu
Kitap boyunca Saint-Exupéry, insanlığın birçok özelliğini eleştirir. İnsanların zenginlik, güç ve teknoloji ile çok meşgul olduğunu, hayattaki önemli şeyleri kaçırdığını iddia eder. Başkalarını sevmeye ve dünyanın küçük harikalarını fark etmeye zaman ayırmadıkları için insanlar bir şeyler aramak amacıyla oradan oraya koştururlar; ama yanlış şeylerin peşinde oldukları için bulundukları yerden asla memnun olmazlar. Tıpkı makasçının kontrol ettiği trenler gibi tekrar yola koyulurlar. İnsanlar da tıpkı kitaptaki coğrafyacılar gibi gerçeklerin ve rakamların önemli olduğuna inandırılır; ancak önümüze koyulanlar çoğu zaman gerçeği gizler ve kişinin hayatın gerçek anlamını gözden kaçırmasına neden olur.
Benzer şekilde, bir insan başarılı olduğunda ve bir miktar servet biriktirdiğinde, tüm zamanını hayatın önemli anlarına odaklanmak yerine varlıklarını saymaya harcar. Sonunda hayatlarının bir anlamı olmadığını anlarlar.
Küçük Prens, dar görüşlü yetişkinlerin portrelerini çizmektedir bize. Buna karşılık, çocuklar açık fikirlilik, çevrelerindeki ve kendi içlerindeki dünyayı keşfetme istekliliği yoluyla bilgeliğe ulaşırlar. Masalın ana teması, tilkinin Küçük Prens’e söylediği sırda ifade edilir: “İşte benim sırrım bu, çok basit: İnsan gerçekleri yalnızca kalbiyle görebilir. Gerçeğin özü gözle görülmez.”
Küçük Prens Alıntıları
“İşte benim sırrım bu, çok basit: İnsan gerçekleri yalnızca kalbiyle görebilir. Gerçeğin özü gözle görülmez. “
Küçük Prens, önemli olanın genellikle bizim için görünür olmadığını söyleyen tilkinin yorumu aracılığıyla farklı yaratıklar arasındaki tematik anlayış zincirini gösterir. Demek ki yazar, anlayış olduğu zaman anlaşmazlıkların giderilebileceği ve insan için olanaksız şeylerin mümkün hale gelebileceği fikrine vurgu yapmak istemiştir. Pilot bunu öğrendiğinde, anlamını çözmek için zihninde birkaç kez tekrarlar.
“Ölene kadar sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden.”
Küçük Prens’in gülünü bir sevgili gibi büyütmesi için büyük çaba sarf etmesi nedeniyle romanda çaba teması en baskın işlenen konulardan biri olmuştur. Onu daha çok sevgiyle evcilleştirmiştir, tilki de evcilleştirdiklerinden sorumlu olduğunu işaret etmektedir. Prens ve pilot da dahil olmak üzere tüm karakterler, bir ilişki yaratarak birbirlerini önemser ve birbirleri için çaba sarf ederler… Bu ilişkiler onların dünyasını değiştirir. Bu nedenle, prens ölüp dünyayı terk ettiğinde pilot yalnızlığın sancısını çekmeye başlar.
“Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.”
Ah büyümek… Roman, pilotun kendisine hayatta önemli olan şeyleri söyleyene kadar çocuk olduğunu düşündüğü Küçük Prens aracılığıyla, çocukların büyümesinin tematik çizgisini göstermiş olur. Pilot, hayattaki inceliklerin az da olsa farkındadır, ancak Küçük Prens ile hayatı kesiştiğinde, hayattaki, aşktaki ve insan ilişkilerindeki etkileşimin önemini öğrenir. Aynı zamanda, farklı gezegenlere dair anlatılarıyla heyecanlı bir tablo çizen bu küçük arkadaş aracılığıyla, gurur, kendini beğenmişlik ve açgözlülük gibi olumsuz insan duygularını da tanır ve onlardan uzaklaşır.
Küçük Prens Genel Değerlendirme
Antoine de Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’inin anlatımı için benimsediği üslup çok sade, kolay anlaşılır ve akıcı gibi görünse de, anlaşılmaz bir şekilde gizemli ve son derece cezbedicidir. Aynı zamanda “düzyazıda şiir” tarzının da örneklerini görebiliriz. Küçük çocuklar için yazılmış gibi görünen masal, dilinin sadeliği ve ilettiği mesajın derinliği nedeniyle yetişkinler için hemen hemen aynı tuhaf çekiciliğe sahiptir. Anlatı birinci tekil şahıs ağzından anlatılmıştır. Önce pilot, ardından Küçük Prens tarafından… Bazı yetkin diyaloglara sahip olmasına rağmen, genellikle çocuk edebiyatı için kullanılan formal olmayan bir dili de vardır.
Hikayeyi, bir alegori olarak görmemiz mümkün. Esasında yazarın mesajı okuyucuya bağlı olarak birçok farklı şekilde yorumlanabilir. Hikaye öncelikle yetişkinler için, çocukların dünya görüşünden yararlanmanın aslında ne kadar da değerli olacağını anlatmak amacıyla yazılmıştır.
Antoine de Saint-Exupéry Kitapları
Antoine de Saint-Exupéry, modern insanın unutmak üzere olduğu değerleri üzerine yazdığı birçok hikaye ile yıllardır en fazla okunan kitaplar arasındadır..
- Gece Uçusu
- İnsanların Dünyası
- Ama Sen İnsansın
- Savaş Pilotu
Kaynaklar
https://dergipark.org.tr/tr/pub/baebd/
https://evrimagaci.org/eser/kucuk
Küçük Prens İncelemesi
Kısaca Görüşüm
Birine karşı duyduğumuz sorumluluğun isminin sevgi olduğunu anlatan kitap onu ehlileştirmek yerine olduğu gibi kalmasını sağlamak gerektiğini söyler. Sembolik olarak araçlar içinde kaybolmuş yetişkinlerin amaçlarını tekrar bulması için çabalaması gerektiğini belirtir.