Vakıf İleri romanının incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti
Bilim kurgu türünün en bilinen yazarlarından Isaac Asimov’un Vakıf serisinin anlatılış sırasına göre ikinci kitabı Vakıf İleri’yi inceleyeceğiz.
Kitap Hakkında Bilgiler
Çevirmen: Ertuğrul Bilal
Orijinal Adı: Forward the Foundation
ISBN: 9786257442015
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 488
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm
Vakıf serisi çıkış yıllarına göre, Vakıf(1951), Vakıf ve İmparatorluk(1952), İkinci Vakıf(1953), Vakıf’ın Sınırı (1982), Vakıf ve Dünya(1986), Vakıf Kurulurken(1988), Vakıf İleri (1993) olarak sıralansa da olayların anlatılış sırasına göre Vakıf Kurulurken(1988), Vakıf İleri(1993), Vakıf(1951), Vakıf ve İmparatorluk(1952), İkinci Vakıf(1953), Vakıf’ın Sınırı(1982), Vakıf ve Dünya(1986) olarak sıralanıyor.
Aynı Yıldız Savaşları’ndaki gibi kitapların olayların bir ilerisine bir gerisine giden bir çıkış sırası var. Vakıf tutkunları kitapları çıkış tarihlerine göre okumayı öneriyor ama ben takip etmesi daha kolay olur düşüncesiyle, biraz da takıntıdan olayların anlatılış sırasına göre okumayı tercih ettim. Okuduğum ilk kitap Vakıf Kurulurken’i de burada inceledim.
Aslında seri romanlara karşı özellikle popülerse ve aşkın bir edebiyat yapıtı da değilse ön yargılıydım. Hatta aynı ön yargılarım bilim kurgu türü için de geçerliydi ama belleğimi açmayı öğrendim. Bilim kurgu serilerini okumaya başladım. Felaket sürükleyici bu romanların politik tarafları gibi olumlu yanları da insan gerçekliğini yansıtmada yetersiz kalması gibi olumsuz yanları da var ama gelin önce Isaac Asimov’un yaşamıyla incelememize başlayalım.
Isaac Asimov Kimdir?
Isaac Asimov, Rus bir ailenin çocuğu olarak henüz 2 yaşındayken 1920 yılında Amerika’ya gelmiş.
Ailesinin şeker dükkanında aynı zamanda dergi ve okuma materyalleri de satıldığı için çocuk yaşta okumaya başlayan ve okumayı çok seven Asimov, o yıllardaki hayalinin hep metroda kitap, dergi ve bunun gibi şeyler satan bir büfe işletmek olduğunu anlatır.
Amerika’da farklı birçok okul türünde eğitim gördükten sonra Üniversite’ye kaydolan Asimov, önce zooloji bölümüne girmiş ancak sokak kedilerinin kesilmesine karşı olduğu için kimya bölümüne geçmek zorunda kalmış ve bu alandan mezun olmuş.
Sivil olarak geçirdiği ve kimyager olarak çalıştığı işlerden sonra tekrar akademiye dönen Asimov, yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladıktan sonra – doktora eğitimi devam ederken Gertrude Blugerman ile evlenmiştir – aynı zamanda mezun olduğu üniversite olan Colombia Üniversitesi’nde Prof. Dr. unvanıyla çalışmaya başlamış.
Meslek yaşamının ilerleyen dönemlerinde kendini yalnızca romanlarına adayan Asimov’a, bir dönem ABD’nin gizli askeri projelerinden DARPA’dan teklif de gelmiş. Ancak Asimov öğrendiği bilgilerin yazdıklarını etkileyeceğini düşünerek bu teklifi reddetmiş.
1973’te Gertrude Blugerman ile ayrıldıktan sonra psikolog Janet Jeppson ile evlenen Isaac Asimov, 1983’te geçirdiği bypass ameliyatı sırasında enfekte kan enjekte edildiği için AIDS’e yakalanmış ve 1992 yılında yaşama gözlerini yummuş. Isaac Asimov’un ölüm nedeni kamuoyuyla on yıl sonra paylaşılabilmiş.
Bilim kurgu türünün öncülerinden kabul edilen Asimov bu konuda sayısız ödüle layık görülmüş Vakıf Serisi ile de erişilmesi zor satış rakamlarına ulaşmıştır.
Vakıf İleri Özeti
Sürpriz bozmadan anlatalım. Vakıf İleri, olayların ilerleyiş sırasına göre ilk roman olan Vakıf Kurulurken’den sekiz sene sonrasını anlatıyor. Kitap, sosyal bilimlerdeki veriler sayesinde geleceğin matematiksel olarak tahmin edilebileceğini ortaya koyan Psikotarih biliminin babası Hari Seldon’ın 40. doğum günü partisi ile başlıyor. 81 yaşında Hari Seldon’ın ölümüne kadar süren 41 yıllık bir dönemi anlatıyor.
Bu sırada zamanda geri dönüşlerle, Seldon’ın 40. doğum gününe kadar gerçekleşenlere tanık oluyoruz. Kitabın ilk yarısı Hari Seldon’ın İmparator’un baş danışması olması ve psikotarih biliminin politik durumu nedeniyle kendisine karşı yapılan bir komplo girişimini açıklığa kavuşturduğu olaylardan oluşuyor.
“Bu Eto Demerzel nerede arkadaşlar? Bir son bölümde görüntü gitti. Nerede bu robot?”
Kitabın ikinci yarısı ise artık yaşlanan Hari Seldon’ın psikotarih biliminin ve dağılacağını hesapladığı imparatorluk nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan insanlığın geleceğini güvence altına almaya çalışmasıyla devam ediyor. Bu yolda ona torunu Wanda ve koruması Pavel eşlik ediyor.
Vakıf İleri Konusu
“Bir robotla insanın farkı nedir? Robotlar ve özellikle yapay zekâ gelecekte insanın yerini alabilecek mi?”
Robot, Asimov’un da Hari Seldon üzerinden tanımladığı üzere
“Sadece hatırlayan ve tümdengelimin matematiksel dizisi biçiminde belirgin çıkarımlarda bulunan bir zihindi. Seldon’ın beyni ise beklenmedik sıçramalar yapabilirdi.”
İnsan belleği, bilgi işleme konusunda benzersiz bir tarafı bulunan yaratıcı bir bellek. Dolayısıyla bu soruya yanıtımız şimdilik hayır. Buna koşut olarak romanda imparatorluğun kaderi de robotlara değil insanlara bağlı.
Vakıf İleri’nin konusu da diğer Vakıf serisi romanlarında olduğu gibi çökmekte olan bir İmparatorluğu ele alıyor. Bu bir taraftan dünyanın son yüz yıldır içinde bulunduğu politik durumuna da ciddi göndermeler içeriyor.
Sanırım basıldığı tarihin Asimov’un artık yaşlanmaya başladığı yıllara denk gelmesiyle kitap, “yaşlılık” konusu üzerine de ciddi düşünceler içeriyor.
“Gerileme, can alıcı bir noktaya erişene dek, yavaşça yıpranan ama yıpranması gecenin birinde çatı çökene kadar fark edilmeyen bir konut misali göze çarpmayacak kadar küçük olabilirdi.” – Sayfa 71
Yaşlanmak… Eskiden zorlanmadan yaptığımız etkinliklerde artık soluğumuzun kesilmesi, yataktan hafif inleyerek doğrulmak hem bireyi çarpıcı bir biçimde sarsan hem de sevdiklerini kaybetmeye başlamasıyla tekrar tekrar ölüm üzerine düşünmesine neden olan bir şey.
“Yaşamım boyunca, varlıkları düşünmemi kolaylaştıran, tepkilerimi daha keyifli hale getiren birçok kişi oldu. Net bir kazanç ya da kaybımın olup olmadığını ölçmek amacıyla, yanımda olduklarında tepkilerimin rahatlığını ve yokluklarında tepkilerimin tedirginliğini yargılamayı denedim. Bu süreçte, bir olgu kendini açıkça belli etti. Arkadaşlıklarının keyfi, ölümlerinin üzüntüsüne ağır basıyordu. O halde, bir bütün olarak, şu anda yaşadıklarını hissetmek bunu hiç yaşamamaktan daha iyidir.” – Sayfa 52
Yakınlarının acı kaybına dayanırken insanın aklına gelen düşüncelerden biri. Asimov, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların keyfinin onları kaybettiğimizde hissettiğimiz kederden daha büyük olduğunu düşünüyor. Bu yüzden yaşamı sevdiğimiz insanlarla geçirmenin ölümlerinin yol açacağı kedere değeceğini düşünüyoruz.
Bir de aşk meselesi var. Hari Seldon’ın insan olmadığını bildiğimiz biricik eşi ve koruyucusu Dors’un, Seldon’ın aşkıyla bir insana hatta şirret bir kayınvalideye dönüşmesine tanık oluyoruz bu kitapta.
“Robot da olsa kaynana kaynanadır!”
Ancak bu değişim ucuz romantik kalıplarla ele alınıyor. Dors’un bu kadar insana benzeyişi okuru ikna edecek yapay zeka tartışmalarıyla sunulabilirdi. En azından Vakıf Kurulurken’de bu konu daha iyi ele alınmıştı. Bu romanda bu derinlikli çözümlemeleri bulmak maalesef olanaksız.
Vakıf İleri Alıntıları
Yukarıda da değindiğimiz gibi Vakıf serisinin en önemli yanlarından biri ciddi bir politik tarafı olması. Bu taraf çok göze sokulmuyor ama çöken imparatorluğu anlattığı bölümler aslında çökmekte olan her ülkeye de kolayca uyarlanabilir.
“Bu da şaşırtıcı değildi. Suç oranı son yüzyılda çoğu gezegende, özellikle de Trantor’un büyük ve karmaşık dünyasında hissedilir bir biçimde artmıştı ve hiçbir yerde yerel güvenlik görevlileri konu üstünde işe yarar bir şey yapabilecek yetenekte değillerdi. Gerçekteyse güvenlik görevlilerinin sayı ve etkinlikleri azalmış ve bunu kanıtlamak zor olsa da yozlaşmışlardı. Ödeneklerin yaşam giderleriyle at başı artmadığı göz önünde tutulursa durumun böyle olması kaçınılmazdı. Kamu görevlilerinin dürüst kalması için para almaları gerekiyordu. Bu başarılamayınca da yetersiz maaşlarını başka yollardan kapatıyorlardı.“
Ardından belki Asimov’un akademisyen kimliğinden de hareketle, Hari Seldon’ın kimliğinde akademisyenlerin bazen her şeyi detaylarıyla çözümlerken burnunun diplerindeki sorunları analiz etmediklerini anlatan şöyle bir pasaj var.
“O kadar çok şey vaat eden bu Proje’deki kişisel sürtüşmeler gibi, yanı başındaki sorunları analiz edip düzeltemezken geleceği nasıl tahmin eder ve idare edeceğin bir noktaya ulaştığını öne sürersin.” – Sayfa 305
Hal böyle olunca da dünyamızda en büyük belleklerin özel yaşamlarında hayal kırıklıkları, ekonomik anlamda sorunlar, arkadaşlıklarında ihanetler yaşamaları kaçınılmaz oluyor. Evet belki çok daha büyük meselelerle uğraşıyorlar ancak atladıkları küçük meseleler onları bu işlerden koparacak kadar büyük yaralar açabiliyor.
Vakıf İleri’nin Genel Değerlendirmesi
Neredeyse tüm kutsal kitaplar ve ilkel metinler, insanlığın bundan önce bir yok oluş yaşadığını ve tekrar küllerinden doğduğunu, büyük bir tufan olduğunu anlatır. Gılgamış destanından, Nuh tufanına, semavi dinlerin kutsal kitaplarındaki anlatılara kadar aynı felaket durumundan söz edilir.
Vakıf serisi de aynı damardan besleniyor. Binlerce yıldır ayakta duran bir imparatorluğun karşılaşacağı felaketi ve yok oluşa sürüklenişini ele alıyor. Bu nedenle büyük anlatılardan ilham alan, büyük bir zaman dilimini kapsayan ve büyük şeyler anlatan bir seri. Genel olarak da okuması haz veren gerçekten sürükleyici yapıtlar. Ancak ne kadar büyük şeyler anlatırsa anlatsın bir romanı okurken yalnızca sayfaların peşinden sürüklenmek yetmez. Bazen sizi durup düşünmeye sevk edecek ciddi şeylerle karşılaşmanız gerekir. Vakıf serisinin özelliği çağdaşı bilimkurgu yapıtlarının aksine bunu başarmasıdır. Evet seri genel olarak bu konuda iyidir ama Vakıf İleri’de nedense belli başlı sorunlar göze çarpmakta.
Vakıf İleri, Asimov’dan beklenmeyecek kadar karton karakterlerle ve yapay sahnelerle oluşturulmuş. Söz gelimi Hari Seldon’ın oğlu Raych karakterinin neredeyse hiçbir derinliği yok ve romana hizmet etmeyen âtıl bir noktaya atılmış.
Asimov, belki yayımevlerinin anlaşılır olma ve ortalama insanı da yakalama baskısı nedeniyle belki de editörler yüzünden biçeminden taviz vererek anlattıklarını adeta aptala anlatır gibi anlatmış. Anlatının boşlukta kalan, okurun düşünme sorumluluğuna bırakılmış tek bir yanı yok.
Kurguda seriye gölge düşürecek nitelikte aşırı tesadüfler var. Bölümler zamansal olarak bazen ileri bazen geri gittiği için zaman sırasını takip etmek de zorlaşıyor. Zamanda ileri mi geri mi gittiğimizi bölümün ortalarında Hari Seldon’ın yaşı belirtilince anladım kaç sefer. Belki yayımevinin bölümleme konusunda ürettiği fikirlerle bu sorun aşılabilir.
Bir de bilim kurgu romanlarının ciddi bir sorun var. Bu romanlar büyük anlatılar olduğu ve koca bir evren tasarladıkları için insan ölümü, bu romanlar için yalnızca kurgunun kırıldığı bir an olarak ele alınıyor ve derinliği ciddi bir biçimde anlatılamıyor. Ölümün doğası ve zorluğu sürükleyici olmak için artan tempoya kurban gidiyor.
Hari Seldon’ın yakın çalışma arkadaşının ölümü mesela fazla romantik ve basit ele alınmış söz gelimi.
“Dert etme, Hari. Hiçbir şey yapamayacak kadar yorgunum. Bana anlattığın için teşekkürler, teşekkür ederim.” Sesi zayıflıyordu. “Devrim için. Beni mutlu… mutlu.. mut”.
Romanın sonuna doğru işe dahil olan mentalizm ise neredeyse seriyi bilim kurgu olmaktan çıkarıp fantezi bir yapıta dönüştürecek kötü bir tercih olmuş. Keşke mentalistlerin robotlar ve insanların birleşimiyle oluştuğunu falan öğrenseydik. Doğrudan doğaüstü güçlere sahip zihinler söz konusu olunca okur ikna olmakta sorun yaşıyor ve temiz bilim kurguya zeval geliyor.
Bir de ben İthaki Yayınları’ndan 2021 yılında çıkan ikinci baskıyı okudum. Bazı tümcelerin çeviri koktuğunu belirtmem gerek. Söz gelimi
“Yürüyüş zevkli geçiyordu ve Seldon bunu yaptığı için memnundu… ta ki belli bir yere varmalarına dek.”, 410
tümcesinde varmalarına dek değil. varana dek denmesi gerekiyor. Onun dışında kitabın baskı niteliği, sayfa tasarım ilkelerine uygunluğu yerli yerinde.
Kaynakça
https://render.fineartamerica.com/
https://www.rrauction.com/auctions/
Vakfı İleri İncelemesi - Isaac Asimov
Kısaca Görüşüm
Vakıf İleri, benim çok başarılı bulmadığım ama Vakıf serisini büyütüp genişleten, kusurlarına rağmen politik doğası ve yarattığı atmosferle Asimov’un önemli bir bilim kurgu romanı olarak ön plana çıkıyor.