Kitap Satın Alma Hastalığı Kötü Bir Şey midir? içeriğini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti
Kütüphane henüz okumadığınız kitaplarla mı doldu? Kitap satın alma huyunuzu bırakamıyor musunuz? Bu durum aslında sandığınız kadar kötü olmayabilir. Hatta kitap okuma ve kitap satın alma eylemi arasındaki bağlantı tahmin bile edemeyeceğiniz bilinç dışı süreçlerle ilgili olabilir. Bu yazıda konuyu istatistik biliminden yararlanarak inceleyen bir makaleye değineceğiz.
Her şeyden önce kitap okumanın yararlarını sayıp dökmeye gerek duyuyorum. Çünkü ülkemizde ezberlenmiş sözlerle okumanın yararları anlatılsa da okumanın gerçek anlamda yaşamımızda bilimsel olarak neyi nasıl değiştirdiğine ilişkin ikna edici bir açıklama yapılmadığı düşünüyorum. Bu eğitim sistemimizde de toplumsal yaşamımızda da böyle. O yüzden hâla vatandaşlara toplumu etkileyen kimi olumsuz eylemlerden sonra kitap okuma cezası verilebiliyor.
Bu sitede daha önce defalarca anlattığım üzere insanoğlu FoxP2 geninin geçirdiği evrim sayesinde yutağında bir kapakçığı iradesiyle kontrol etmeyi başarıyor ve düşünerek dili buluyor. Ancak daha sonra dil olmadan düşünemez oluyor. Dil, düşünce sistemlerimizi yürüten bir araç haline geliyor. Dikkat ettiğinizde bir şeyi düşünürken sözcüklerle düşündüğünüzü ayırt edeceksiniz.
Gerçekten de 1850’li yıllarda çalışmış dil bilimci Humboldt’un keşfine göre insan zihni sözcüklerle düşünüyor. Bugün bu bilginin doğruluğundan eminiz. Dolayısıyla ne kadar sözcük bilirseniz düşünme becerilerinizin de o oranda arttığını söyleyebiliyoruz. Kitap okumak da sözcük hazinemizi artırdığına göre okudukça düşünme becerilerimiz de buna koşut olarak gelişiyor.
Şimdi burada anadili duyarlığıyla yazılmış nitelikli kitaplarla basit anlatılar arasında da ciddi bir ayrım var ama ona hiç girmeyelim. İleride birçok yazıda enine boyuna tartışırız. Devam edelim. Kitap okumak eleştirel düşünme becerilerinizi artırdığı gibi ortaya koyduğu anlatılarla gerçek yaşamınızda deneyimleyemeyeceğiniz birçok duygu ve durumu da deneyimlemenize olanak sağlıyor. Bu da bizi daha olgun, duyarlı ve empatik bireyler haline getiriyor.
Şimdi ben kitap okuyorum ama yaşamımda hiç güzel bir şey olmuyor diyenler çıkabilir. Ya da okuyorum ama unutuyorum diyenler. Hiç merak etmeyin okuma eylemi bu saydığım faydaların çoğunu bilinç dışı süreçlerle gerçekleştiriyor. Yani yaptığınız tercihlerde okuduğunuz ama unuttuğunuz kitap kahramanlarının bir işe yaramadığını düşünseniz de siz farkına bile varmadan sizin yönelimlerinizi ve iradi kararlarınızı olumlu yönde etkiliyor. Geniş bir görüş penceresine sahip oluyorsunuz.
Kütüphane Okumadığınız Kitaplarla Dolu
Kitap okumak, sizi daha akıllı, eleştirel düşünebilen, duyarlı ve empatik bir insan konumuna getiriyor. İletişim becerilerinizi ve kendinizi anlatabilme yetkinliğinizi geliştirmesi de cabası. Yalnız, okuyan birçok insanın ciddi bir alışkanlığı var. Kütüphane kurmak ve durmadan kitap satın almak…
Buradaki sınır nedir? Asla doymak bilmeyen dimağınızı ve ilgi alanlarınızı doyurmak için kitap satın alma huyuna devam mı etmeli yoksa bir sınır mı getirmelisiniz. İlgi alanlarınızı daraltıp tek bir alanda mı okuma yapmalısınız?
Fastcompany’de yayımlanan bir makaleye göre, okuyamayacağınız kadar çok kitap biriktirmek ya da depolamak zihninizin iyi işlediğine ilişkin bir gösterge.
Nassim Nicholas Taleb adında bir istatistikçi var. Bu istatistikçinin açıklamalarına göre kimi zaman okuyamayacağınız kadar çok kitap satın alma, bunu bir alışkanlığa dönüştürme, ekonomik olarak yıkıcı olmadığı sürece aslında hayli faydalı. İstatistikçi yazar, Umberto Eco’nun kütüphanesinde 30 bin civarında kitap olduğunu aktarıyor. Bu kadar çok kitabı yaşamı boyunca bitiremeyeceğini Eco’nun kendisi de biliyor. Ancak bu kadar çok kitabın Eco’nun entelektüel açlığını ve geniş ilgi alanını canlı tuttuğunu anlatıyor.
Yani haddinden fazla kitap almak ya da e-kitap, pdf depolamak size hem ilgi alanlarınızı hatırlatan hem de sınırlarınızı gösteren bir eylem olarak tanımlanıyor. Bu geniş arşivi her gördüğünüzde bilmediğiniz şeylerin ne kadar çok olduğunu fark ediyor ve bir sonraki kitabı seçerken daha dikkatli olmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Gerçi akademide sincaplama(squrellik) dedikleri bir şey var. Pdf’leri depolayıp depolayıp hiç okumuyorsanız bu büyük bir sorun.
Kitap Okuma Eylemi Satın Alma Süreçleriyle de İlgili
Geniş bir kütüphane bilinç dışında sizin yaşam hakkında vereceğiniz kararları bile etkiliyor. Yaşamda sınırlı bir zaman ve yapılacak onlarca şey olduğunu bu yüzden zamanımızı boşa harcamamız gerektiğini düşündürüyor.
Hem bizim de geniş kütüphanesiyle tanıdığımız İlber Ortaylı’ya göre kitabın da tamamının okunması gerekenleri var. Başvuru kaynağı olarak kullanılanları var. Hatırlamak için sürekli bakılması gerekenleri var. Bu yüzden diyeceğimiz o ki okuyamayacağınız kadar çok kitap aldığınız için dövünmeyin. Kitap alma hastalığı siz farkında olmasanız bile karar verme süreçlerinizi ve entelektüel kimliğinizi olumlu etkileyen önemli bir yaşam eylemi.
Peki Bu Ne Zaman Psikolojik Bir Rahatsızlığa Dönüşüyor?
Burada bu davranışın bir bağımlılığa dönüşüp dönüşmediğini belirlemek gerekiyor. Biliyorsunuz bir davranışı bağımlılık olarak adlandırabilmek için artık gündelik yaşamın olumsuz etkileniyor olması ya da finansal açıdan zorluğa neden olması gibi ölçütler var. Eğer kitap satın alma alışkanlığı sözcüğün gerçek anlamıyla bir hastalığa dönüşmüşse karşımıza ciddi sonuçları olabilen iki rahatsızlık çıkıyor. Tsundoku ve Bibliomani. Gelin teker teker inceleyelim.
Tsundoku Nedir?
Japonca istemek(tsunade), terk etmek(oku) ve okumak(doku) sözcüklerinin birleşimiyle oluşan Tsundoku terimi, okuyamayacağı kadar çok kitap satın almak ve bunları biriktirmekle ortaya çıkan bir rahatsızlık. Koleksiyon yapmaya benzer bir tanımı olsa da Tsundoku’daki durum farklı çünkü Tsundoku hastaları kitapları okuma arzusuyla alıyorlar ama zaman yokluğu ya da odaklanma sorunu yüzünden okuyamıyorlar.
Tsundoku Neden Olur?
Rahatsızlığın altında yatan temel nedenler psikoterapi vb. yöntemlerle ortaya çıkarılabiliyor. Ancak Tsundoku bireyleri bu davranışı yapmaya iten süreçler aşağı yukarı şöyle:
- Kitapların baskısının tükenmesi korkusu
- Uzman klinik psikolog Ahmet Saraç‘tan alıntıyla “Karl Lagerfeld’in ‘Satın aldığınız her kitap ile onu okuyabilecek zamanı da satın almalısınız!” sözünden hareketle zaman darlığı da bu bireyleri Tsundoku olmaya doğru itiyor.
- İşin trajik yanı bu kişiler kendilerini geliştirmek isteyen, bunun için istek duyan insanlar ancak bunu gerçekleştiremiyorlar.
Tsundoku’nun Belirtileri
Bu bireyler etrafları tarafından iyi okurlar olarak tanınmak istiyorlar. Hatta okumadıkları bir kitap sorulunca yalan söyleme eğiliminde oluyorlar.
- Tahmin edildiği üzere okuyamayacakları kadar çok kitap alıyorlar.
- Satın aldıkları kitapları okuma arzusu duymalarına rağmen okuyamıyorlar.
- Yapması gereken başka alışverişler olmasına rağmen kendilerini tekrar kitapçıda buluyorlar.
- Kitaplarını ödünç veremiyorlar ve vermek zorunda kalırlarsa ciddi kaygı duyuyorlar.
- Dijital kitapları kitaptan saymıyorlar.
- Her yeni kitap aldıklarında aşırı mutlu bir ruh haline geçiş yapıyorlar.
Tsundoku’nun Tedavisi
Neredeyse her bağımlılıkta görülen belirtileri gösteren Tsundoku hastaları için bağımlılıkla savaşta kullanılan yöntemler kullanılıyor. Tedavisi için önce bireyin hasta olduğunu kabullenmesi gerekiyor. Durumun seviyesine göre de psikoterapiye ya da ilaç tedavisine bile başlanabiliyor. Ancak genel olarak Tsundoku’yu yenmek için yapılabilecekler şunlar:
- Tsundoku rahatsızlığına sahip bireyler elektronik okuyuculara imrendirilebilir.
- Keyif almadıkları kitapları mantık dışı bir takıntıyla bitirmek zorunda olmadıkları, bırakarak sevdikleri bir kitaba geçebilecekleri anımsatılabilir.
- Sesli kitapları dinleme alışkanlığı kazanabilirler. Böylece en azından okuyamadıkları kitaplar için hissettikleri suçluluk duygusunu üstlerinden atabilirler.
Gelelim kitap satın alma hastalığıyla ilişkilendirilen diğer bir rahatsızlık olan Bibliomani‘ye
Bibliomani Nedir?
Latince, kitap(biblion) ve hastalık(mania) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan Bibliomani de bir çeşit kitap satın alma rahatsızlığıdır ancak Tsundaku’dan farklı olarak Bibliomani rahatsızlığına sahip kişiler kitapları okuma arzusuyla değil sahip olma dürtüsüyle alırlar.
Bibliomani Neden Olur?
Tarihi 19. yüzyılın başlarına kadar giden Bibliomani’nin altında yatan nedenler kişiden kişiye değişmekle birlikte temel neden psikoterapi ve benzeri yöntemlerle ortaya çıkarılmaktadır.
Bibliomani Belirtileri
Bu kişiler,
- Aynı kitabın birden fazla kopyasını satın alabilirler.
- Yaşamdaki tek hedeflerinin kitap almak olduğunu düşünürler.
- Kitapların niteliği değil niceliği önemlidir.
Bibliomani’nin Tedavisi
Bibliomani’nin tedavisinde sorun genel öneri yöntemlerle çözülemiyorsa mutlaka bir uzmandan destek alınması gerekmektedir. Düzeylere göre ilaç tedavisine ya da psikoterapiye başlanması olasıdır. Bir de bilmek gerekir ki bu hastalıkların teşhisi ve kabullenmesi hayli zordur sevgili okur. Toplum kitapla ilgili kavramları olumlu biçimlediği için bazen kavramla ilgili rahatsızlıkları tanımakta zorlanıyor insan.
Genel Değerlendirme
21. yüzyıl büyük bir enformasyon bombardımanına tutulduğumuz tek bir konuya odaklanmanın çok ama çok zor olduğu bir yüzyıl. Hatta bu enformasyonu yönetmek için enformasyon mühendisliği gibi yeni yeni alanlar ortaya çıktı. O yüzden 21. yüzyıl becerileri ile donanmış insanın dünyadaki sınırlı zamanında yöneleceği alanları iyi seçmesi ve derinleşmesini bilmesi gerekmektedir.
Zaman elbette vücudumuzun biçiminden, evimizin duvarına, karakterimizden ilgi alanlarımıza kadar her şeyi değiştirmektedir. Bu nedenle farklı kitaplar almak bunların kimini başvuru kaynağı olarak değerlendirmek kimini de bir gün okurum umuduyla kütüphanede bulundurmakta sorun yoktur. Ancak bilirsiniz ki okuma alışkanlığı bir çeşit takıntıdır. Okur yazarların her gün uyumadan önce en az otuz sayfa okumak gibi takıntıları vardır. Okuma alışkanlığının bırakılmaması gerekir. Satın almak, okumanın önüne çok geçtiyse ve bu artık gündelik yaşamınızı etkiliyorsa bir durup düşünmenin zamanı gelmiş demektir.
Konuya İlişkin Öneri Film
Bir de kitap biriktirmek denilince Nejat İşler’in başrolde oynadığı Mithat Esmer’in yaşam öyküsünü konu alan 11’e 10kala filmini de unutmamak gerekir.
Kaynaklar
https://maiotik.com/zorba-ve-dil/
https://listelist.com/corona-maske-kitap-okuma-cezasi-sakarya/
https://maiotik.com/84-yillik-koleksiyon-mithat-esmer/
https://www.medicalpark.com.tr/tsundoku/hg-2018
https://www.evimdekipsikolog.com/blog/tsundoku-sendromu-kitap-satin-alma-hastaligi-nedir/
Kitap alma hastalığı çok farklı birşey..Kitap okumak kişilik gelişimini geliştirir..TSUNDOKU …..Bu hastalık birçrok insanda var…Fakat farkında değil..
Giray Bey, zaman ayırıp yorum yazdığınız ve e-posta listemize abone olduğunuz için çok teşekkür ederiz. Haklısınız önemli olan okumak ancak burada ne okuduğumuz ve ne biçimde okuduğumuz da büyük önem arz ediyor tabi.
Kitap alma hastalığı nedir alsın okusunlar zaten çok az okuyan var.