Yağmur Beklerken İncelemesi – Tarık Buğra

Tarık Buğra’nın Yağmur Beklerken romanının incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.

İçerik Özeti

Bu içerikte, Tarık Buğra kimdir? sorusunu yanıtlayacak, Yağmur Beklerken romanının konusundan ve özetinden söz ettikten sonra genel bir değerlendirme yapacağız.

“Merak öğrenmek ister, öfke hesap sormak iste, burukluk ilgi ister!”

Merhaba sevgili okur. Okuduğumuz kitaplar üzerine aldığımız notları, beğendiğimiz veya keşke biraz daha üzerinde durulsaydı, dediğimiz noktaları daha düzenli hale getirip sizlerle paylaştığımız bir yazımızla daha klavyenin başındayız.

Kitap Hakkında Bilgiler

ISBN: 9789750502323
Dil: Türkçe
Sayfa Sayısı: 227
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 19.5 cm

Yerli edebiyata olan ilgime rağmen Tarık Buğra’yı şu veya bu sebepten bir türlü okuyamamıştım. Kendisinin hayatına dair birçok bilgiyi kolaylıkla elde edebileceğinizi düşünerek kısaca Tarık Buğra’dan söz edip kitabın özetine, konusuna ve içeriğine ilişkin tespitlerime geçmek istiyorum.

Tarık Buğra Kimdir?

1918’de Akşehir’de dünyaya gelen Tarık Buğra, ilk ve ortaokulu Akşehir’de tamamladıktan sonra İstanbul Erkek Lisesi’ne gitti. Burada bugün adını anımsadığımız Pertev Naili Boratav gibi saygın insanlardan ders aldı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Fakat iki yıl sonra Hukuk Fakültesine geçiş yaptı. Parasızlık nedeniyle bu okulu da üç yıl sonra terk etmek zorunda kalan Tarık Buğra, beş yıl boyunca farklı işlerde çalıştı ve sonunda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kaydını yaptırdı.  

Bu sırada öyküler yazmaya başlamıştı ve çalıştığı dergiler, gazeteler aracılığıyla basın dünyasından da iş teklifleri aldı. Derken Edebiyat Fakültesi de yarım kaldı. 1950’de Jale Baysal’la evlendi. 18 yıl süren bu evlilikten Ayşe adında bir kızları dünyaya geldi. 1963’te en çok ses getiren romanlarından Küçük Ağa’yı yazdı. Akşehir’de geçen ve Kurtuluş Savaşı yıllarını konu alan bu roman o kadar olumlu tepki aldı ki. Mehmet Kaplan tarafından roman bitirme tezi olarak kabul edildi ve İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. 

Tarık Buğra'nın Kızı Ayşe Bura

Tarık Buğra’nın Kızı Ayşe Bura

1976’ya gelindiğinde ciddi bir tanınırlığa ve saygınlığa ulaşmış yazar gazete ve dergilerdeki işlerinden emekli oldu. Yaşamının büyük bir bölümünü yalnızca edebi çalışmalara ayırdı. 1977’de gene bir yazar olan Hatice Bilen ile ikinci evliliğini yaptı.

1993’te Kanser teşhisi konulduktan sonra 1994’te yaşama veda etti.

Yağmur Beklerken Konusu

Yağmur Beklerken, Atatürk Dönemi çok partili hayata geçişte yaşanan sorunları anlatıyor. Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurulması, teşkilatlanması ve seçimlere girmesi konu edilmiş.

Yağmur Beklerken Kitap Kapağı

Yağmur Beklerken Kitap Kapağı

Bu konunun küçük bir Anadolu taşrasından başlayarak memleketin tamamında ne anlam ifade ettiği Tarık buğra tarafından Yağmur Beklerken’de derinlikli bir biçimde ortaya konuyor. Esas adamı yani Avukat Rahmi’yi kasabadaki bir parkın açılışında tanıyoruz. Onu büyüten amcası Rıza Efendi ile açılışta bulunan Rahmi’nin kaymakam, belediye reisi ve Halk Fırkası mutemedinin birlikte açılış yapmalarına dair izlenimlerini öğreniyoruz. Romanın adından da anlaşılacağı üzere anlatılan diğer önemli mesele de bir türlü yağmayan yağmur.

Tarık Buğra'nın Bir Fotoğrafı

Tarık Buğra’nın Bir Fotoğrafı

Yağmur Beklerken Özeti

Geçimleri toprağa bağlı olan kasabalılar, yağmurun yağmasını dört gözle beklemektedirler. Ürünleri tarlada yanacak duruma gelmiştir. Rahmi de avukatlığın yanı sıra aynı zamanda çiftçilik yapmaktadır. Hatta avukatlık onun için artık ikinci bir meslektir. Rahmi, zor geçen çocukluk yıllarına rağmen üniversite okuyup avukat olarak kasaba içinde görece maddi konumu iyi biri hale getirmiştir. Karısı ve iki çocuğu ile birlikte kurduğu yaşam içinde başta görünür bir sorunu da yoktur. 

O dönem kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası kasaba içinde önemli bir sohbet konusudur. Rahmi’nin çok yakından tanıdığı Avukat Kenan Bey kasabada fırkanın kurulması ve teşkilatlanması için gayret sarf etmektedir. Kenan Bey hem kasabada hem de İstanbul’da tanınan hatta Ankara’da dahi bilinen nitelikli bir avukattır. Öyle ki adı mebus seçimleri için bile konuşulur. Üstlendiği davaların biri hariç tamamı mağdur ve haklı insanların davalarıdır. Üstelik aldığı davaların neredeyse tamamını kazanmıştır. Kendisi Rahmi’ye avukatlığının ilk dönemlerinde yardımcı olmuştur. Ancak Kenan Bey amansız bir hastalıkla mücadele etmektedir ve fırkanın kuruluşunu göremeden hayatını kaybedecektir. Ölmeden önce de bu işi Rahmi’ye vasiyet etmiştir.

Tarık Buğra'nın Renkli Bir Fotorafı (Anadolu Ajansı)

Tarık Buğra’nın Renkli Bir Fotorafı (Anadolu Ajansı)

Rahmi, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın teşikilatlanmasını gerçekleştirir ve bir başkan adayıyla yerel seçimlere girilir. Bu süreçte kasabaya gelen Halk Fırkası müfettişi Hilmi Bey’le tanışır. Bu tanışma Rahmi’ye mebusluk kapısını aralayacaktır. Fırka kurulur, seçimlere gidilir ancak beklenilen sonuç alınamaz. Elde edilen sonucun müsebbibi olarak oy verme işleminin hileli yazar tarafından hissettirilmektedir. Seçimler gerçekleştirilirken kasabada bir gerginlik de yaşanır ancak Rahmi sayesinde bunun önüne geçilir.

Ankara Milli Kütüphane'nin Önündeki Tarık Buğra Heykeli.

Ankara Milli Kütüphane’nin Önündeki Tarık Buğra Heykeli.

Kasabalıların beklediği yağmur sonunda yağar ancak bu beklenen miktarın yarısı bile değildir. Aslında gölden veya başka bir kaynaktan tarlalara su temini sağlanmaktadır. Ancak bu su, Halk Fırkalı belediye reisinin ve yakınlarının tarlalarına verilmektedir. Kasabalı buna karşı çıkar. Hatta kavgaya gidilecek derecede sinirler gerilir ancak değişen bir şey olmaz. Kasaba sonunda kuraklığı atlatabilir ancak bu defa da dolu yağışı beklentisi ekinler için onları tedirgin eder.

Romanın adının Yağmur Beklerken şeklinde seçilmesi zannediyorum tesadüf değildir. Burada kuraklık tek parti dönemini yağmur ise Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı temsil etmektedir. Yağmur sonunda gelmiştir ancak tıpkı kurulan yeni fırkanın ömrü gibi kısa sürmüştür. 

Yağmur Beklerken Alıntıları

Rahmi aslında Kenan Bey gibi bir hareket adamı değildir. Babasız ve zorluklarla büyümüş olmasına rağmen hatırı sayılır derecede mal mülk sahibi olmuştur. Fırkaya girmesiyle birlikte bunları kaybedecek olmaktan korkmaktadır. Hatta romanın başında bu işe kayıtsızdır.

“Tut ki, diye düşünüyordu, hiçbir tehlikesi yok; yani zaman Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası zamanı değil… Adamı asmazlar da, sürmezler de. Ve Serbest Fırka kazanabilir. İyi de, kazansa ne olacak? Gülbeyazlar’ın dımızı kırılacak, belediye reisi düşecek, ve onların yerine başkaları ile başkalarının adamları kabaracak hindi gibi!” 

Gülbeyazlar Halk Fırkalı Belediye reisinin ailesidir. Rahmi ise Mumcular sülalesindendir. Bu iki sülale arasında okura verilmeye çalışılan anlaşmazlık hali açıkçası pek başarılı şekilde aktarılamamıştır. Kahvede Rıza Bey’in yaşadığı bir gerginlik hadisesi dışında Gülbeyazlar’dan kimseyi yazar bize doğrudan anlatmamıştır. 

Alıntıladığım yerde de görüldüğü üzere Rahmi fırkacılık işine başlarda mesafelidir. Aslında Rahmi’nin fırkacılık işine kayıtsız kalmasının görünen sebebi malını mülkünü ve aile saadetini kaybetmekten korkmaktadır. Yazar kasaba hayatı üzerinden dönemin aydınlarına eleştiri getiriyor veya uyarıda bulunuyor. 

Yağmursuzluk yüzünden, toprak adına insanlar yandı. Şimdi.. peki, diyorum Rahmi.. demeden de yapamıyorum ki, halkın, anlatmaya çalıştığım ve anladığından emin olduğum o bilemediği bekleyişleri, idrak edemediği ihtiyaçları… … Hakikaten büyüksek, aklımızla, bilgimizle övünüyorsak, kendimizi okumuşlardan üstün sayıyorsak… Pomba getirmekten hiçbir farkı olmayan bu rehberlik vazifesini yapmak mecburiyetindeyiz.” 

Görüldüğü gibi topluma öncülük etmesi gereken aydın kişilerin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri ve bunun topluma karşı bir borç olarak kabul edilmesi gerektiği Kenan Bey tarafından doğrudan Rahmi’ye söyleniyor. Görüldüğü üzere Cumhuriyet Dönemi aydınlarına açıkça eleştiri var. Tek parti iktidarı boyunca yaşanan aksaklıklara rağmen söz almayan, toplumda hissedilen huzursuzluklara  -vergi, adam kayırma vb- karşı koymayan aydın kişilere karşı sesini yükseltiyor.

Romanda benim çokça dikkatimi çeken bir başka öge de Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluş amacına ilişkin iddialardır. Rahmi ile amcası Rıza Bey arasında geçen bir konuşmada yazar fırkanın açılışının aslında Gazi Paşa tarafından İsmet Paşa’ya ders vermek amaçlı olduğunu anlatıyor. 

“Kim olduğunu hatırlayamıyordu, birisi, belki de savcı, Gazi Paşa’nın Ali Fethi Bey’e , Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurması için izin veren mektubunu yayımlandığı zaman; ‘Paşa hazretleri İsmet’e haddini bildirmek istiyor,’ demişti. Ona göre, İsmet Paşa fazla sivrilmiş, kendine fazla güvenir olmuştu.”

“Bu iki fırka arasındaki mücadele nasıl biterse bitsin, belki de Rıza Efendi’nin dediği gibi, Ankara’dakilerin yaşayışlarında da, ilişkilerinde de bir değişiklik olmayacaktı.”

Bu iki alıntı, Yağmur Beklerken romanını anlamamız açısından çok önemli. Yazar, çok partili hayata geçiş denemesinin aslında danışıklı dövüş olduğunu sezdirmiş. Ancak şehirlerde, ilçelerde, kasabalarda hatta köylerde çıkan particilik kavgasının sonuçlarını halkın yaşadığını anlatmış. Düne kadar Yunan düşmanken şimdi karşı komşumuzla düşman olduk demeye getirmiş. Üstelik Mustafa Kemal’in ağzından çıktığı belirtilen ifadeler bu fikri desteklemek için de olay örgüsünün içinde yer almış. Örneğin Halk Fırkası’nın önde gelen aktörlerinden Hilmi Bey ile Serbest Fırka’nın yöneticilerinden Naki Bey’in yakınlığı dikkat çekici. Hilmi Bey’in kasabadaki Serbest Fırka’nın teşkilatçısı Rahmi’yi Kenan Bey’in cenazesinde Naki Bey ile tanıştırması, Naki Bey ile Rahmi arasında geçen konuşmalar da çok partili hayata geçiş ile ilgili ağır eleştiriler barındırıyor. 

Belediye seçimleri gerçekleştirilirken askerlerin Serbest Fırka’ya oy vermek isteyen vatandaşlara karşı koyması, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulaması, bu duruma da yine Rahmi’nin dur demesi hatta halkın galeyana gelip kaymakam beyi linç etmek istemesi üzerine halkı durdurması da romanın dikkat çekici noktalarından. 

Yağmur Beklerken Romanının Genel Değerlendirmesi

Yağmur Beklerken, yukarıda dile getirdiğimiz üzere tek parti dönemini ağır şekilde eleştirmektedir. Romanda, Mustafa Kemal Atatürk’e dokunmadan savaş sonrası hükümetlerin icraatlarına dönük tespitler ortaya konulmaya çalışılmış yer yer Mustafa Kemal’e de olumsuz eleştiriler getirmiştir. Örneğin başarısızlıkla sonuçlanan iki çok partili hayata geçiş denemesinin de basit ifadeyle “tiyatro” olduğunu ima etmek zannediyorum ülkeyi padişah esaretinden kurtaran bir adam için fazla haksızca. Mesele İsmet İnönü’yü cezalandırmak olsa bile bu defa da çocuk yaşta askeri eğitim alıp ordulara hükmetmiş bir komutanın bu tip Aşk-ı Memnu oyunlarına girişeceğine inanmak bana nedense gülünç geliyor. 

Tarık Buğra'nın Akşehir'deki Fotoğrafı

Tarık Buğra’nın Akşehir’deki Fotoğrafı

Dil ve üslup hususunda yazarın aşırıya kaçtığını, fazlaca yerel ağız kullanmış olmasının şahsen beni yorduğunu belirtmek isterim. Romanın gerçekliği ve inandırıcılığı için oldukça teknik bir mesele olan yerel ağız kullanımı başarılı gibi görünse de yoğun kullanımı bu defa yer yer olaydan kopmama neden olmuştur.

Tarık Buğra Kitapları

Üretken bir yazar sayılabilecek Tarık Buğra’nın türlerine göre kitaplarının listesi aşağıdaki gibi:

Roman

  • Yalnızların Romanı
  • Aşk Esirleri
  • Tetik Çekildikten Sonra
  • Ofsayd
  • Sonradan Yaşamak
  • İnce Hesaplar
  • Abaza Paşa’nın Rüyası
  • Şehir Uyurken
  • Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lâmbası
  • Ölü Nokta
  • Çolak Salih
  • Siyah Kehribar, Küçük Ağa
  • Küçük Ağa Ankara’da
  • İbiş’in Rüyası 
  • Firavun İmanı 
  • Bir Köşkünüz Var mı?
  • Gençliğim Eyvah
  • Dönemeçte
  • Osmancık
  • Dünyanın En Pis Sokağı

Hikâye

  • Oğlumuz 
  • Yarın Diye Bir Şey Yoktur
  • İki Uyku Arasında
  • Hikâyeler

Tiyatro

  • Ayakta Durmak İstiyorum
  • Üç Oyun (Akümülatörlü Radyo, Dört Yumruk, Ayakta Durmak İstiyorum, Yüzlerce Çiçek Birden Açtı)
  • İbiş’in Rüyası
  • Güneş ve Arslan, Sıfırdan Doruğa

Röportaj

  • Gagaringrad Moskova Notları

Fıkra ve Makale

  • Gençlik Türküsü
  • Düşman Kazanmak Sanatı
  • Bu Çağın Adı
  • Politika Dışı

Kaynaklar

http://www.edebiyadvesanatakademisi.com/

https://tr.wikipedia.org/

https://kitapyorumlar.com/

Yağmur Beklerken İncelemesi
  • Anlatı
  • Kurgu
  • Biçem
  • Atmofer
3.8

Kısaca Görüşüm

Katılmadığımız yerlerine, politik söylemlerin fazlalığına rağmen Türk edebiyatı için önemli bir dönem romanı.

Yorum Yaz