İnce Memed İncelemesi – Yaşar Kemal

Yaşar Kemal’in İnce Memed serisinin incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.

İçerik Özeti

İçerikte Yaşar Kemal İnce Memed anlatısının konusuna değinip, özeti sunulmuş ardından kitabın nasıl yazıldığı ortaya konmuş ve incelemesi yapılmıştır. İnce Memed’e ilişkin alıntıların da yer aldığı metinde Yaşar Kemal’in diğer kitaplarına ilişkin bir liste de bulacaksınız.

İnce Memed serisi, Türk yazınının okuduğum en büyük anlatısı. Bu nedenle dört kitaptan oluşan seriyi bir blog yazısıyla incelemek de çok olanaklı değil. İnsan nereden başlayacağını, hangi bir tarafını anlatacağını bilemiyor ama biz deneyelim.

Yaşar Kemal, Cumhuriyet Gazetesine tefrika edilecek İnce Memed’i para için yazdığını düşünerek başlangıçta anlatıyı yayımlarken adını kullanmak istemiyor. Sonra gazete yönetimince ikna edilerek kitaba adını ekliyor. Beş parasız kaldığı bir dönemde üç ay gibi bir sürede romanı tamamlıyor ve roman bölüm bölüm Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanıyor. Sonrası Yaşar Kemal’in deyimiyle düğün bayram. İnce Memed, Yaşar Kemal’in ilk romanı ve ilk romanıyla bu kadar klasikleşen yazar az.

Anlatı, büyük bir beğeniyle karşılanıyor. Onlarca farklı dile çevriliyor. Tek bir kitap olarak tasarlanmış öykü büyüyor, ikinci, üçüncü ve dördüncü cildi yazılıyor. Yaşar Kemal’in kelimelerle at koşturan, hiçbir zorlanma olmadan yazılmış gibi görünen biçemi, bilgilendirici bir metin kipi kullanarak sıra dışı biçimde okuru yazınsal hazzın doruklarına çıkardığı betimlemeleri benzersiz bir başarım ortaya koyuyor.

Yaşar Kemal Fotoğrafı

Yaşar Kemal’in fotoğrafı

Ben İnce Memed serisini Yapı Kredi yayımlarından çıkmış, bütün ciltleri tek bir kitapta toplayan delta basımından okudum. Bu kadar uzun soluklu bir destan için tek bir kitapta toplanmış delta basım pek mantıklı değil. Çünkü boyutları ne kadar uygun olursa olsun ne kadar nitelikli basılırsa basılsın, kitabı taşımak zor oluyor ve küçük puntolar da göz yoruyor. Ancak Yapı Kredi’nin benim hoyrat kullanımıma karşın nitelikli bir baskıya sahip olduğunu ve kolay kolay yıpranmadığını belirtmeliyim.

İnce Memed Özeti

İnce Memed’in özeti tüm şu biçimde: İnce Memed, Hatçe’yi sevmektedir. Abdi Ağa’ysa Hatçe’yi yeğenine almak istemektedir. İnce Memed Hatçe’yi kaçırır. Köyün bütün adamları da peşlerine dizilir. İnce Memed, Abdi Ağa’nın yeğenini vurur ve dağa kaçar. Bunun üzerine İnce Memed’in annesine zulmeden Abdi Ağa, Hatçe’yi de binbir iftirayla hapse attırır. İnce Memed, Hatçe’yi hapisten kaçırır ve Abdi Ağa’yı öldürür.

Yaşar Kemal İnce Memed Tek Cilt

Yapı Kredi Yayımları’ndan çıkan delta basım.

İlk ciltinin özetini yukarıda sunduğumuz İnce Memed serisinin diğer ciltleri bu ilk başkaldırışın politik kimlik kazanmaya başladığı bir düzen eleştirisiyle devam eder. İnce Memed artık ağaların zulmü altında inim inim inleyen, pirinç tarlalarında sıtmadan geberen Çukurova köylülerinin tek sembolüdür. Canlarını verecek ama İnce Memed’i vermeyeceklerdir.

Kitabı okurken onlarca not aldım. Belki yüzlerce yerin altını çizdim ancak bunların sayısı artınca toparlamak ve hepsinden söz etmek olanaksız duruma geldi. Robert Musil’in de daha önce düştüğü her şeyden söz etmek hatasına da düşmek istemediğimden tüm seriyi okuyup bitirdikten sonra notlarıma da bakarak genel hatlarıyla çok değerli bulduğum birkaç alıntıya da yer verdiğim bir inceleme yazmak istedim.

İnce Memed Konusu

Konu, Çukurova’nın dağ köylerinden birinde yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen İnce Memed’in ağalara ve düzene başkaldırışını aktarmaktadır. Anlatı büyüdükçe İnce Memed’in başkaldırısının derinleştiğini, ağalar, din ve kasaba eşrafının küçük hesaplarıyla düzene ilişkin muhteşem bir ulusal eleştiri sunduğunu görürüz.

Bu ulusal eleştiri yalnızca insan gerçekliğiyle gelir okurun önüne,

“İnsanoğul hiç belli olmaz Ağam. Bugün böyleyse, yarın şöyle. İnsan her gün yeniden doğabilir isterse Ağam. Ama her sabah anadan yepyeni, başka bir insan olarak doğabilir. İyi de doğabilir, kötü de.. Şimdi bu baktığın, gördüğün benim, yarın bir iş yaparım ki senin de, benim de aklımızın köşeceğinden geçmemiş ola. Onun için tevekkül ol, daha çok arama, üstüne varma.

İnsanoğlunu anlamak o kadar kolay değil. Kuşlar da, böcekler de göründükleri gibi değiller. Bu dünyada her canlının bir huyu vardır, insanın da yüz bin huyu vardır. Bak Ağam, dünyada bir insanı, karımı, kardeşlerimi, kızımı oğlumu, anamı babamı tanıdım dersen yalandır.

Halka zulmeden ağalar da insandır. Ona başkaldıranlar da. Serinin ilk ciltlerinde anlatı sonlarıyla bizi tatmin etse de bu çarpık düzenin böyle devam edeceğine dönük kötü bir önseziye kapılırız. Ama sorunun kişiler, çözümün öldürmek değil öğrenmek olduğunu da sezeriz. İnce Memed düşündürür bizi:

“Bu dünya böyledir,” diyordu. “Sular hendeğine dolar. İnsanlar doğar ölür, gün doğar batar. Ağaçlar büyür çürür. Sular akar, bulut ağar. Ağayı öldürürsün ağa gelir yerine. Bir daha öldürürsün, bir daha gelir.”

Ancak güvenmekten de asla vazgeçmez insana

“Kader kader… Buna kader demezler Abdi Ağa!” dedi. Bu kader değil. Bir kedinin, köpeğin, uçan kuşun, neyin üstüne bu kadar varırsan birincisinde korkar, ikincisinde… Üçüncüsünde canını dişine takar kaplan kesilir… Parçalar seni. İnsanların üstüne bu kadar varmamalı…

… Bu insanoğluna bir var, çöpünü, sineğini güvenmezsin, bir var, canını kaldır at önüne, canı gibi korur.”

İnce Memed Serisi Alıntıları

İnce Memed’in bu başkaldırısı, dördüncü ciltte İnce Memed’le dağlara çıkan Hoca’nın vaazıyla hem söylemin sesi bakımından hem de dini metinlerin tonunu yakalaması açısından edebiyatın estetik yönünü somutlayan bir görünüm sergilemektedir:

“O gün cumaydı, Ferhat Hoca, köyün minaresi yoktu, kayanın sivrisine çıktı, sela vererek ezan okudu. Cemaatin önüne geçerek namaz kıldırdı. Yanıkörenliler, cuma vaazını da onun vermesini istediler.

Hoca başladı, dağlardan, çakıl taşlarının üstünden, ulu kayalıkların arasından, gür ormanlardan çağlayarak inen sular örneği konuşmaya, Allah insanları zulüm altında yaşasınlar diye yaratmamıştır, diye bağırıyordu. Bu dünya zulüm dünyası oldu. Allah istemiyor, Peygamber bunu istemiyor. Biri yiyor, bini bakıyor, Allah bunu istemiyor, diyordu.

Kuranı Kerim’de Allah diyor ki, diyordu, zulüm edenler kafirdir. Zulüm görüp de karşı koymayanlar, ölümleri pahasına, açlıkları pahasına da olsa karşı koymayanlar da kafirdir. Zulme şahit olup da karşı koymayanlar, seyredenler de kafirdir. Cennet, zulme karşı koyan, kötülüklere ne için olursa olsun karşı koyan kişinin ayağının altındadır, bunu böyle bilesiniz ve durmadan düşüncesini doğrulamak için Kuran’dan Arapça ayetler okuyor, uzun uzun, o güzel, o yüreğe işleyen sesiyle Allah’ın sözlerinin anlamını açıklıyordu. Hutbesi bittiğinde yorulmuş, ter içinde kalmıştı.”

Allah başkaldıranların yanındadır diyen insana güvenir Yaşar Kemal. Yıllardır politikacıların dilinden düşmeyen demokrasi kavramının yalnızca bir yönetim biçimi olmadığını bir yaşam biçimi olduğunu kavrarız. Çoğu zaman tepkisizlikle suçlanan halkın sesinin binlerce yıllık bir birikimle oluştuğunu ve zamanı gelince yükseleceğini sezeriz.

“Öyle bir gün mutlaka gelecek diye sözlerine daha tok bir sesle, daha imanlı, daha güvenli başladı Hoca. “Öyle bir günü insanoğlu mutlaka görecek… Çünkü insanoğlu öyle bir gün için, insan insan olduğundan beri savaşıyor. İnsanoğlu dediğini yapacak, kurtla kuzu yayılacak.”

İnce Memed’de yeni bir memleket kurulurken yapılan hataları, olumlu çabaları, türünün son örneği ozanları, aşıkları görürüz.

Yaşar Kemal Kitapları

Koca bir ülkeyi insan gerçekliği üzerinden anlatan Yaşar Kemal’in biçeminin öne çıkan yanlarından biri her bölüm başında bilgilendirici bir kiple yaptığı muazzam Çukurova betimlemeleridir. Yaşar Kemal okurken, anlatının kolay yazıldığını düşünürüz bu bir anlatıcı için önemli bir detaydır. Okur nitelikli bir edebi metnin ne kadar kolay yazıldığını düşünüyorsa o metin o kadar başarılı ve okunması da o kadar kolaydır.

Yazar ne kadar kolay yazılmış gibi dursa da tam da kolay yazıldığı izlenimini uyandırmak için ulaştığı bu son biçemine uzun süren çabalar sonucu kavuşmuş demektir.

İnce Memed Karakteri

Eski basımlardan birine ait kapak fotoğrafı

Yaşar Kemal kitaplarının öne çıkan diğer bir özelliği ise halk arasındaki söyleyişleri, sözcükleri ve deyimleri de sıkça anlatısında kullanmasıdır. Türkçe diline özgü zengin anlatımları sık kullandığı için lise öğrencilerine de çokça önerilen kitapları dilimizin en seçkin örneklerini oluşturmaktadır.

Yaşar Kemal, bu söyleyiş ve zenginlikleri o kadar ileri bir düzeyde kullanır ki Ali Püsküllüoğlu bu nedenle bir Yaşar Kemal Sözlüğü çıkarmıştır. İlber Ortaylı da Bir Ömür Nasıl Yaşanır? adlı kitabında bu konuya değinerek yabancı çevirilerinde Yaşar Kemal’in eşi ve ilk editörü Tilda’nın bu az duyulduk söyleyişleri güzelce yumuşattığını ve başka dillere bu sayede çevrilebildiğini yoksa Yaşar Kemal’in kullandığı sözcüklerin alıp başını gittiğini aktarmaktadır. Söz gelimi benim de Yaşar Kemal’de ilk kez karşılaştığım bu nitelikte sözcüklerden yalnızca bazıları şunlardı: Velminel garaip, tevatür, kilükali, umsuluk…

Türk edebiyatının devi olarak adlandırılan, Kibar Feyzo gibi bilindik birçok film başta olmak üzere Yeşilçam’a da birçok esin verdiğini düşündüğüm Yaşar Kemal’in tüm kitaplarının sıralı listesi ise şöyle:

Öykü Kitapları

  • Sarı Sıcak

Romanları

  • İnce Memed Serisi
  • Üç Anadolu Efsanesi
  • Ağrıdağı Efsanesi
  • Binboğalar Efsanesi
  • Çakırcalı Efe
  • Teneke
  • Orta Direk
  • Yer Demir Gök Bakır
  • Ölmez Otu
  • Akçasazın Ağaları Serisi
  • Yılanı Öldürseler
  • Al Gözlüm Seyreyle Salih
  • Kuşlar da Gitti
  • Deniz Küstü
  • Yağmurcuk Kuşu
  • Hüyükteki Nar Ağacı
  • Kale Kapısı
  • Kanın Sesi
  • Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
  • Karıncanın Su İçtiği
  • Tanyeri Horozları
  • Çıplak Deniz Çıplak Ada
  • Tek Kanatlı Bir Kuş

Çocuk Romanı

  • Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca

Şiir Kitabı

Bugünlerde Bahar İndi

Kaynaklar

Ekşisözlük

İnce Memed İncelemesi
  • Anlatı
  • İçerik
  • Kurgu
  • Biçem
  • Atmosfer
5

Kısaca Görüşüm

Türkiye’nin kuruluşundan bu yana yaptığı hataları, yaşadığı sorunları yakından deneyimlemek isteyen herkesin okuması gereken ulusal bir destan. Edebiyatın yaşam gerçekliğine en iyi dokunduğu, insanı esinle dolduran okuma hevesini artıran, eşi benzeri görülmemiş zengin bir dil kullanımına sahip çarpıcı bir destan.

2 Yorum

  1. blank Onur ERTEKİN

Yorum Yaz